Edebiyat

Kaside Nedir? Kasidenin özellikleri, çeşitleri ve bölümleri nelerdir?

Kaside Nedir? Kasidenin özellikleri, çeşitleri ve bölümleri nelerdir?

Kaside nedir?: Kasideler, genellikle birini övmek ve yermek amacıyla yazılan şiirler, daha çok din ve devlet büyüklerini övmek amacıyla yazılan divan edebiyatı şiirlerdir. Kaside şairlerine kaside-gü (kaside söyleyen), kaside-sera ya da kaside-perdaz (kaside yazan) denir. Çok katı bir kalıpla yazılan kasideler, 6 bölümden oluşur. Türk edebiyatında 13. yüzyılda kullanılmaya başlanır. Nazım birimi beyittir. Beyit sayısı 33-99 arasında değişir. Kasidenin ilk beyitine matla denir. Şair kasidesi içinde matlayı tekrar ederse tecdid-i matla denir. Matlayı birden çok tekrar ederse bu zat-ül metali veya zül metalidir. Kasidenin son beyitine makta , şairin mahlasının bulunduğu beyite taç beyit denir. Kasidenin en güzel beyiti beyt-ül kasid olarak isimlendirilir.

Arap Edebiyatında ilk dönemlerden beri kullanılan çok önemli ve yaygın bir nazım şeklidir. Kaside sözcüğünün anlamı “kastetmek, yönelmek”tir. Edebiyatımızda, din ve devlet büyüklerini övmek amacıyla, belirli kurallar içinde yazılan uzun şiirlere kaside denir.

Kasidenin özellikleri nelerdir?

  1. Kasidenin ilk beyiti mukaffa-musarradır. Yani ilk beytin mısraları birbiri ile kafiyelidir. ( aa- ba- ca- da… gibi)
  2. Kasideler, mürettep divanlarda en başta yer almaktadır. Bunda en büyük etken kasidenin uzun bir nazım şekli olmasıdır.
  3.  Kasidenin en güzel beyitine Şâh-Beyt ya da Beytü’i Kasid denir. Kasidede şairin adının geçtiği beyite ise Taç Beyit denir. Bir kasidede taç beyit genellikle makta yani son beyittir ancak birçok kasidede maktadan bir önceki beyitte de şairin mahlası yer almıştır.
  4.  Gazellerde anlam beyitte iken kasidelerde anlam tüm şiire yayılmıştır.
  5.  Kasidelerin beyit sayısı konusunda esasen mutlak bir birlik yoktur, ancak birçok kaynakta 33 ile 99 beyit arasında kaside yazıldığı yer almaktadır.
  6.  Kaside, uzun bir nazım şekli olduğu için şairler, bazen durağanlaşan ahengi canlandırmak isterler. Bu amaçla matla yani ilk beyit ile kafiyeli bir ya da birkaç beyit söyleyerek ahengi canlandırmaya çalışırlar. Söz konusu bu beyitlere “Tecdîd- i Matla” veya Zat’ül Matla” denilmektedir.
  7.  Belli bir konu bütünlüğü ile yazılan kasidelerde kimi zaman bir konu yeknesaklığı oluşmaktadır. Şairler, bu yeknesaklığı gidermek için kasidenin konu alanı dışına çıkarak bir ya da birkaç beyit gazel söylerler. Buna tegazzül denir. ( Çoğu kaynakta tegazzül kasidenin bir bölümü gibi anlatılır ancak bu yanlış bir bilgidir. Tegazzül, bu maddede anlatıldığı gibi kaside içinde konu yeknesaklığını gidermek için yazılan bir gazeldir.

Divan Edebiyatında Kasidenin Tarihi

  • Türk edebiyatında ilk örnekleri 13. yüzyılda görülür. Mevlânâ’nın Divan-ı Kebir’inde üç yüz kadar kaside vardır. 14 ve 15. yüzyıllarda Âşık Paşa, Ahmedî, Şeyhî, Necati Bey ve Ahmet Paşa kaside nazım biçimiyle şiirler kaleme almışlardır.
  • 16. yüzyılda Baki, Fuzulî, Hayalî, Nev’î bu türde şiirler kaleme almışlardır. Osmanlı’nın en parlak döneminin bu olduğunu düşünürsek bir övgü şiiri olan kasidenin de bu dönemde çok önemli bir yer teşkil ettiğini söyleyebiliriz.
  • Bağdatlı Ruhî, kasideleriyle tanınan bir şairdir. Son derece sade ve akıcı bir üslûpla kaleme almıştır.
  • Fuzuli’nin Hz. Muhammed için yazdığı “Su Kasidesi” bu türün en önemli örneklerindendir.
  • 17. yüzyıla geldiğimizde bu türün en önemli şairi olarak Nef’’i’yi söyleyebiliriz. Ayrıca Na’ili de önemli şairlerimizdendir.

Kasidenin Bölümleri:

  1.  Nesib (teşbib): Giriş bölümüdür. Kasidenin tasvir bölümüdür. Burada, asıl konuya geçilmeden önce ramazan, bayram, bahar, yaz, savaş gibi konular ele alınır.
  2.  Girizgâh: Kasidenin ikinci bölümüdür. Asıl konuya giriş için uygun bir ortam hazırlama yani giriş bölümüdür.
  3.  Medhiye: Bu bölümde şair kimi övecekse onun yüceliklerini, başarılarını, erdemlerini anlatır. Bu bölümde abartı ve ağır bir anlatım göze çarpar.
    O sultan ki cism-i cihân cânıdır
    Zamânın zamân-ı baharıdır.ü
  4.  Fahriye: Şair bu bölümde kendini ve şiirini över. Abrtılı bir anlatım söz konusudur.
  5. Tegazzül: Şair zaman zaman monotonluğu kırmak için kasidenin içinde, aynı ölçü ve uyakla gazeller yazar. Bu gazelin yazıldığı yer, tegazzül bölümüdür.
  6.  Taç: Şair bu bölümde mahlasını ( Şiirdeki ad, takma ad) kullanır.
  7.  Dua: En son bölümdür. Burada, övülen, kendisi için kaside yazılan kişi için dua edilir. Kişi için dua edilir. Kasidenin son bölümüdür.

Kaside Türleri, Kaside Çeşitleri

  • Tevhit: Allah’ın birliğini konu alan kasidelerdir.
  • Münacat: Allah’a yalvarıp, ondan yardım dilenen kasidelerdir.
  • Naat: Hz. Muhammed’i övmek amacıyla yazılan kasidelerdir. Su Kasidesi buna örnektir.
  • Methiye: Halife, padişah, vezir, şehzade gibi devletin üst kademesindeki kişileri övmek için yazılan kasidelerdir.
  • Hicviye: Adı üstünde yergi kasideleridir. Eleştirmek için yazılır. Halk edebiyatındaki karşılığı taşlamadır.
  • Mersiye: Çok sevilen padişahın, halifenin ölümünden duyulan üzüntü için yazılan kaside türüdür. Halk edebiyatındaki karşılığı ağıt, İslâmiyet öncesi Türk Edebiyatındaki karşılığı ise sagudur. Baki’nin Kanuni Sultan Süleyman’ın ölümü üzerine yazdığı Kanuni Mersiye’si meşhurdur. Yine Taşlıcalı Yahya’nın Şehzade Mustafa ‘nın ölümü üzerine yazdığı mersiye de meşhurdur.

Kaside çeşitleri ile kasidenin bölümlerini karıştırmamak gerekir. Kasidenin çeşitleri genelde yazıldığı kişiye, yazma konusuna göre farklı isimler alır. Kasidenin bölümleri ise türü ne olursa olsun hemen her kasidede yer alan bölümlerdir.

Kaside Örneği

Mersiye-i Hazret-i Süleymân Hân aleyhi’r-rahmetü ve’l-gufrân
(Birinci bend)
Ey pây-bend-i dâm-geh-i kayd-ı nâm ü neng
Tâ key hevâ/yi meşgale-i dehr-i bî-direng

An ol günü ki âhir olub nev-bahâr-ı ömr
Berg-i hazana dönse gerek ruy-ı lale-reng

Âhir mekânının olsa gerek cür’a gibi hâk
Devrân elinde irse gerek câm-ı ayşa seng

İnsân odur ki âyine veş kalbi sâf ola
Sînende n’eyler âdem isen kîne-i peleng

İbret gözünde niceye dek gaflet uyhusu
Yetmez mi sana vâkıa-i şâh-ı şîr-çeng

Ol şeh-süvâr-ı mülk-i saâdet ki rahşına
Cevlân deminde arsa-i âlem gelürdi teng

Baş eğdi âb-ı tîğına küffâr-ı Engerüs
Şemşîri gevherini pesend eyledi Freng

Yüz yire kodu lûtf ile gül-berg-i ter gibi
Sanduka saldı hâzin-i devrân güher gibi

(İkinci bend)
Hakka ki zîb ü ziynet-i ikbâl ü câh idi
Şâh-ı Skender-efser ü Dârâ-sipâh idi

Gerdûn ayağı tozuna eylerdi ser-fürû
Dünyâya hâk-ı bâr-gehi secde-gâh idi

Kem-ter gedâyı az atâsı kılurdu bây
Bir lûtfu çok mürevveti çok pâd-şâh idi

Hâk-ı cenâb-ı Hazreti der-gâh-ı devleti
Fuzl u belâgat ehline ümmîd-gâh idi

Hükm-i kazâya virdi rızâyı egerçi kim
Şâh-ı kazâ-tüvân ü kader-dest-gâh idi

Gerdûn-ı dûna zâr ü zebûn oldu sanmanuz
Maksûdu terk-i câh ile kurb-ı İlâh idi

Cân ü cihânı gözlerimiz görmese n’ola
Rûşen cemâli âleme hurşîd ü mâh idi

Hurşîde baksa gözleri halkın dolagelür
Zîrâ görünce hâtıra ol meh-likaa gelür

(Beşinci bend)
Gün doğdu şâh-ı âlem uyanmaz mı hâbdan
Kılmaz mı cilve hayme-i gerdûn-cenâbdan

Yollarda kaldı gözlerimüz gelmedi haber
Hâk-i cenâb-ı südde-i devlet-meâbdan

Reng-i izârı gitdi yatur kendü huşk-leb
Şol gül gibi ki ayru düşübdür gül-âbdan

Gâhî hicâb-ı ebre girer Husrevâ felek
Yâd eyledikçe lütfunu terler hicâbdan

Tıfl-ı şirişki yerlere girsün duâm odur
Her kim gamından ağlamaya şeyh u şâbdan

Yansun yakılsun âteş-i hecrinle âftâb
Derdinle kara çullara girsün sehâbdan

Yâd eylesün hünerlerüni kanlar ağlasun
Tîğın boyunca kara batsun kırâbdan

Derd ü gamınla çâk-i girîban idüb kalem
Pirâhenini pâralesün gussadan âlem

(Altıncı bend)
Tîgın içürdü düşmene zahm-ı zebânları
Bahsetmez oldu kimse kesildi lisânları

Gördü nihâl-i serv-i ser-efrâz-ı nizeni
Ser-keşlik adın anmadı bir daha bânları

Her kande bassa pây-semendin nisâr içün
Hânlar yolunda cümle revân etdi kanları

Deşt-i fenâda murg-ı hevâ durmayub döner
Tîgın Hudâ yolunda sebîl itdi cânları

Şemşîr gibi rûy-ı zemine taraf taraf
Saldın demür kuşaklı cihân pehlevânları

Aldun hezâr büt-kedeyi mescid eyledin
Nâkuus yerlerinde okutdun ezânları

Âhir çalındı kûs-ı rahîl itdin irtihâl
Evvel konağın oldu cinân bûstânları

Minnet Hudâya iki cihânda kılub saîd
Nâm-ı şerîfin eyledi hem gaazi hem şehîd
Baki

Arkadaşlarınla paylaşır mısın?

Kaside Nedir? Kasidenin özellikleri, çeşitleri ve bölümleri nelerdir? hakkındaki aklınıza takılan soruları aşağıdan öğretmen ve öğrencilere sorabilir, Kaside Nedir? Kasidenin özellikleri, çeşitleri ve bölümleri nelerdir? için bilgi alabilirsiniz..

Kaside Nedir? Kasidenin özellikleri, çeşitleri ve bölümleri nelerdir? Hakkında 1 Yorum:

  1. Kaside Arapça kökenli bir kelimedir. Anlamı yaklaşmak ve niyet etmek demektir. Edebi anlamına bakıldığında ise, kişiyi övmek ve belli bir amaç için yazılmış şiirleri ifade etmektedir. Kasîde, bir edebiyat terimi olarak ilk beytinin mısraları birbiriyle, diğer beyitlerinin ikinci mısraları ilk beyitle kafiyeli, aynı vezinle söylenmiş, en az 15 beyit uzunluğundaki bir nazım biçiminin adıdır. Bu nazım biçimi Arap edebiyatında doğmuş ve oradan Fars ve Türk edebiyatlarına geçmiştir.

Yorumlarını paylaşır mısın?

css.php