İnsan hayatı boyunca birçok şeye sahip olur. Ancak önemli olan o şeylere sahip olmak değil onları korumak, bakımını yamak ve devamlılığını sağlamaktır. Elimizdekilerin kıymetini bilmeli ve onlara gerektiği şekilde bakmalı.

Elimizde var olan şeylere üzerimize düşen şekilde iyi baktığımızda onların faydasını görürüz bir nevi emeklerimizin karşılığını da almış oluruz diyebiliriz. Aksi takdirde sahip olduklarımıza karşı sorumluluklarımızı yerine getirmediğimizde onların da bize dönüşü olumsuz olacaktır.

Atasözüne gerçek anlamıyla incelediğimizde bağın üzüm ve meyve vermesi için bakıma ihtiyacı vardır. Zamanı geldiğinde budamak, toprağı kazmak, zararlı ve yabani otlardan temizlemek gerekir. Ayrıca bitkinin çeşitli hastalıklardan zarar görmemesi için ilaçlanması da gerekir. Bunlar aksatılmadan yapılırsa, bağ emeğin karşılığını verip iyi bir verim almayı sağlayacaktır. Eğer yapılmazsa, birkaç yıl sonra bağ, bağ olmaktan çıkar; kurur ve dağ olur. Atalarımızın bu konuyla ilgili başka bir sözü daha var: “Bağda izin olsun, üzüm yemeye yüzün olsun.”

Bütün işyeri ve kurumlar da böyledir. Dükkanını vaktinde açıp kapamayan, müşterileriyle hakkıyla ilgilenmeyen işyeri sahipleri kısa zamanda dükkanını kapatmak zorunda kalır. İşine zamanında gidip gelmeyen bir işçi, günü gelince işinden olur. Derslerine çalışmayan bir öğrenci, sınıfta kalır. Yani eldekilere değer verip kıymetini bilip onlara emek verildikten sonra olumlu bir karşılık beklenmelidir.