Coğrafya

Turizm coğrafyası nedir? Türkiye turizm coğrafyası

Turizm nedir?: Turizm kelimesi köken olarak Latinceye dayanır. Latincede dönme hareketini ifade eden ‘’tornus’’kelimesinden ‘’tour’’olarak türetilmiştir. Tur, hareket edilen yere dönmek şartıyla yapılan seyahat anlamına gelir. Turizm ‘’tur yapan’’ anlamına gelen turist ve tur kelimelerinden üretilmiştir. Turizm insanların sürekli yaşadıkları yer dışında başka bir yere, sürekli yerleşmemek üzere ticari ve politik bir neden dışında bireysel ya da toplu olarak yaptıkları seyahat ve bundan doğan ilişkiler bütünüdür. Daha kısa bir tanımlamayla, yabancıların, kazanç elde etmeye dönük olmayan ve yerleşme amacı taşımayan geçici (en az 24 saat – 6 ay arası) konaklamalarından doğan ilişkiler ve olaylar bütünüdür. Turizm sosyal, kültürel ve tüketime dönük bir olay olarak karşımıza çıkmaktadır. Bütün özellikleri yanında en önemli özelliklerinden biride, farklı kültürel yapılara sahip bireyler arasında kültürel tanışmayı sağlayarak dünya barışına sağladığı katkıdır.

Turist kimdir?: Turist, bir ülkeyi ya da bölgeyi gezmek, görmek, eğlenmek, spor yapmak, kültürel ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamak üzere, ikamet ettiği yerden en az 24 saat ayrı kalan ve gittiği yerde maddi harcamalar yapan kişilere denir. Turizmin temel unsurlarından birisidir. Günümüzde turistler, ülkeler arası dostlukların gelişiminde ve kültürlerin etkileşiminde önemli birer unsurdurlar. Seyahat edilen ülkelerin ekonomilerine de önemli katkılarda bulunurlar. Turistler, aynı zamanda ülkelerin hizmet sektörlerinin gelişimine katkıda bulunurlar.

Turist, dinlenmek, eğlenmek, görmek istediği yere çabuk, kolay ve rahat gitmek ister. Bunun için yollarımızın bakımlı, konaklama yerlerinin iyi olması gerekir. Türkiye turistlerin ilgi duyduğu bir ülkedir. Yurdumuz kuzey yarımkürede Asya ile Avrupa kıtaları arasında bir köprü durumundadır. Ülkemizin üç yanı denizlerle çevrilidir. Ilıman iklim kuşağındadır. Bitki örtüsü bakımından zengindir. Yurdumuzda dört mevsimin özellikleri görülür. Türkiye’miz aynı zamanda tarihi eserler yönünden de çok zengindir. Anadolu’muzda çeşitli uygarlıklar yaşanmıştır. Bu uygarlıkların kalıntıları günümüze dek gelmiş ve korunmuştur. Osmanlı mirası olan İslami eserler yönünden oldukça zengindir.

Yurdumuz, turizm zenginlikleri bakımından dünyanın sayılı ülkelerinden biridir. Bir ülkede turizmin gelişmesi için bazı koşulların gerçekleşmesi zorunludur. Yolların güzel olması, ulaşım araçlarının gelişmiş olması, konaklama yerlerinin bol, rahat ve temiz olması gereklidir. Turist yatacağı yerin temiz olmasını ister.

Sonuç olarak: Turistler ülkemize para kazandırırlar. Fakat çok daha önemlisi turistler misafirlerimizdir. Onlara karşı güler yüzlü, iyiliksever, dürüst, hoşgörülü olmalıyız.. Misafirperverlik milletimizin temel özelliklerindendir. Onlara Türk misafirperverliğini, ahlak ve hoşgörüsünü göstererek, birer kültür elçisi olmalıyız. Yabancıların gözünde iyi olmayan imajımızı düzeltmek için ülkemize gelen turistler büyük bir fırsattır. Hoşgörü sahibi ve misafirperver milletimizin ve coğrafi güzelliklerimizin tanıtımının ülkemizin para kazanmasından çok daha önemli olduğu unutulmamalıdır.

Turizm coğrafyası nedir?: İnsan topluluklarının doğal olaylar ile tabiattan yararlanarak meydana getirdikleri, tarihi, sosyal, kültürel ve ekonomik varlıkları; eğlenmek, tatil yapmak, tedavi görmek, dini ve kültürel nedenlerle, ziyaret etme, spor ve eğitim yapma gibi amaçlarla oluşturdukları olayların tamamını dağılış, nedensellik ve ilişki prensiplerine göre inceleyen Beşeri ve Ekonomik Coğrafya’nın bir dalıdır.

Turizm coğrafyasını meydana getiren faktörler nelerdir?

  1. Coğrafi Konum
  2. Doğal Şekiller ve özellikleri
  3. Tarihi Eserler

Turizmin tarihsel gelişimi

İlk Çağ Dönemi: Turizmin tarihi insanlığın tarihiyle başlamakta, buluşlarla giderek kolaylaşmakta ve daha çok insanı kapsamaktadır. İnsanlık milattan önce altı binli yıllarda yerleşik bir şekilde yaşamaktaydı. Bulundukları yerin dışına çıkmaları çok tehlikeliydi. Sadece tehlikelerden uzaklaşmak ve yiyecek bulmak için yer değiştirmekteydi. Yer değiştirmeler hayvanlarla ve yürüyerek yapılmaktaydı. Tekerleğin bulunuşu (M.Ö. 4000) ile insanların yakın çevrelerini gezmeye başladığı varsayılmaktadır. Milattan önce 4000 yılında Sümerler tarafından paranın bulunması ticareti kolaylaştırmıştır. Tarihte Sümerlerin ticareti başlatan, Finikelilerin bugünkü anlamda ilk gezginler oldukları bilinir. Paranın bulunması, takası ortadan kaldırmış ve ticari değerlerin transferini kolaylaştırması sonucu ticari gezilere olanak sağlamıştı.

Milattan önce 3000 yılında deniz araçlarının ve Sümerlerin tekerleği bulması ve kullanılması sonucu transferler ve taşımacılık daha da kolaylaşmıştır. Ticari ve yeni yerleri yağmalamak için yapılan geziler giderek artmıştır. Artık deniz aşırı yerlere de ulaşılabilinmektedir

İmparatorluk Çağı Dönemi: Milattan önce 3500 ve 3000 yılları arasında, imparatorluk döneminde her imparatorluğun kendine ait bir turizm yapısı olmuştur. Bu turizm yapısındaki değişimler imparatorlukların yaşadığı dönem, bölge ve kültürüyle etkileşim içinde olmuştur.

Mısır İmparatorluğu Dönemi: Milattan önce 3100 ile milattan önce 1166 yılları arasında Mısır İmparatorluğu zamanında insanlar, yeni merkezlere imparatorluklarını ulaştırabilmek için yollar yapıp, gezmeyi kolaylaştırmışlar, konaklama yerleri inşa etmişler, festivaller ve spor karşılaşmaları düzenleyerek kitle hareketleri oluşturmuşlardır. Cetvel bu devirde bulunmuş ve grafitiler, yani yol işaretleri gene bu devirde kullanılmıştır. Bunlar turizmi giderek kolaylaştırmıştır.

Yunan İmparatorluğu Dönemi: Milattan önce 2600 ile milattan önce 1450 yılları arasında, Yunan İmparatorluğunun çok geniş bir alana yayılması ve denizciliğe önem vermesi sonucu, deniz aşırı yerlere kolayca ulaşmaları, turizm hareketini artırmıştır. Eski Yunan’da Olimpiyat oyunları sonucu daha büyük kitleler seyahat etmiştir. İş, din, spor, entelektüel ve eğlence amaçlı dolaşımlar artmıştır. Yunan İmparatorluğunda bulunan her şehirde, bu dolaşıma cevap verebilecek konaklama ve eğlence merkezleri kurulmuştur. Bu şehirlerde ziyaretçileri karşılayacak, onlara yardımcı olacak, bugünkü manasıyla tur rehberi olan, “proxenos” denilen kişiler bulunmaktadır.

Asur ve Pers İmparatorluğu Dönemi: Milattan önce 1100 ve milattan önce 800 yıllarında Asur ve Pers İmparatorlukları zamanında yol yapımında ilerleme kaydedilmiş, dört tekerli arabalar kullanılmaya başlanmış ve savaş amacıyla çok uzak mesafelere ulaşılmıştır.

Roma İmparatorluğu Dönemi: Milattan önce 753 ile milattan sonra 476 yılları arasında, Roma imparatorluğu zamanında 67,000 mil ve bin grostonluk gemiler yapılmıştır. Roma İmparatorluğunda çok geniş bir kesim olan orta sınıf, gladyatör dövüşlerini, spor aktivitelerini, festivalleri, sanat eserlerini ve sanatsal faaliyetleri izlemek için turizm aktivitelerinde bulunuyorlardı. Mezopotamya’da asiller yazları sıcaktan uzaklaşmak için daha serin yerlere seyahat etmişlerdir. Zevk için seyahat Roma İmparatorluğunun güvenliği ve ulaşımı sağlamasıyla olmuştur. Her şeye rağmen gene de turizm güvenli değildi. Deniz yolculuklarında hava koşulları ve korsanlardan, kara yolculuklarında ise hırsızlar ve vahşi hayvanlardan dolayı hala tehlikeliydi ve sadece gündüzleri yolculuk yapılabilinmekteydi.

Karanlık Çağ Dönemi: Milattan sonra 400 ile 1000 yılları arasında yani Karanlık Çağda ve milattan sonra 1000 ile 1400 yılları yanı Orta Çağda etkin olan Roma Katolik kilisesi, insanların, dünyevi eğlencelerden uzak durup, zamanını çalışmak ve ibadetle geçirmesi gerektiğini savunur. Tüm eğlence ve konaklama yerleri kapatılır, insanlar sadece dini sebeplerden dolayı ve Haçlı seferleri için dolaşmışlardır.

Dini amaçlı ziyaretler, özellikle Kudüs, Mekke, Medine gibi kutsal yerlere yapılmıştır. Bu güzergahlar arasına kurulan hanlar, birbirlerinden bir günlük yürüyüş mesafesi uzaklıklara kurulmuş, geceleri insanların, ulaşımda kullanılan hayvan ve malzemenin tüm gereksinim ve bakımını karşılayacak şekilde tasarlanmışlardır. Gece yolculuğu halen güvenli olmadığı için geceleri hanlarda konaklayanların güvenliği han sahibi tarafından sağlanmaktadır.

Haçlı seferleri sonrası, insanlar dinsel amaçlı seyahatleri kıtalararası yaparak daha da geniş kapsamlı bir hale getirmişlerdir. Gene haçlı seferleri sonrası Marco Polo’nun 24 yıl süren ve Venedik’ten Çin’e kadar uzanan gezisini son derece kapsamlı olarak anlattığı kitabı, okuyucularında bilinmeyen bölgeler için merak uyandırmıştır. Bu kitap sonucu merak turizmi ortaya çıkmıştır. 13. yy’da Asya’ya yapılan ticari seyahatler başlamıştır.

Elizabeth ve Rönesans Dönemi: Milattan sonra 1400 ile 1550 yılları arası, yani Rönesans Döneminde ve milattan sonra 1550 ile 1600 yılları arasında, yani Elizabeth Döneminde, kilisenin otoritesi ortadan kalkmıştır. Yeni bir oluşum ortaya çıkmış, sanat gelişmiş, yeni opera ve tiyatro binaları yapılmıştır. İnsanlar eğlenceyi yeniden keşfetmişlerdir. Yeni konaklama merkezleri yapılmıştır. İnsanlar ticaret, eğlence ve keşfetmek amaçlı seyahatler yapmışlardır. 1492 yılında Colomb’un Yeni Dünyayı keşfi bu aydınlanmanın sonucudur. Yerel otoritelerin, başka bir deyişle, derebeylerinin otoriteyi sağlaması üzerine dolaşım daha güvenli bir hale gelmiştir.

Avrupa’daki bu gelişmelere paralel olarak, Anadolu’da, Osmanlı İmparatorluğu seyahatleri daha güvenli hale getirmek için otoriteyi sağlayıp, gerekli karayolu, han ve kervansarayları inşa etmiştir.

Büyük Tur Dönemi: Milattan sonra 1600 ile 1750 yılları arası, Büyük Tur Dönemi olarak adlandırılır. Genç İngiliz soylularının eğitimleri için Avrupa’daki tarihi, kültürel, bilimsel ve doğa güzelliği bulunan yerleri ziyaret etmelerine, Büyük Avrupa Turu (The Grand .Europe Tour) denilmektedir. Genelde Fransa, İtalya, Almanya ve Hollanda’yı kapsayan bir turdur. Yirmi ile otuz yaşları arasındaki gençler dört ay ile üç yıl süren bu tura eğlence, kariyer, sanat ve bilim örenmek için çıkmışlardır.

Geçiş (Yeni Çağ) Dönemi: Milattan sonra 1750 ile 1914 yılları Geçiş Dönemi olarak adlandırılır. Bu dönemde sanayi devrimi olmuştur. Sanayi devrimi buhar gücünden yararlanma çabasıyla ortaya çıkar. James Watt’ın 1769’da buhar gücünün farkına varıp 1787 yılında ilk buhar makinesini yapmasıyla başlar. 1799 yılında buharla çalışan dokuma aaagahıyla birlikte makineli üretim başlamıştır. Bu ilk sanayi devrimi olarak adlandırılır. İkinci sanayi devrimi 1856 yılından itibaren çelik, petrol ve elektriğin gelişmesiyle ortaya çıkmaktadır. İlk petrol kuyusu açılmış ve 1866′da ilk patlamalı motor keşfedilmiş., buhar makinesi kullanılmaya başlanmış ve fabrikasyon ürerim başlamıştır. Fabrikaların kurulmasıyla işgücü hareketleri yoğunlaşmıştır. Bunun yanı sıra sermaye sahipleri vakit doldurmak, zenginliklerini ve görgülerini göstermek için seyahatler yapmışlardır. Bu dönemde bir çok otel açılmıştır. Ancak turizm hala çok pahalı bir işlemdir. İlk seyahat rehberi 1828’de “Rheinland” tarafından yayınlanmıştır. Deniz banyoları moda olmuştur.

Bu dönemde demiryolu ulaşımının Avrupa’da hızlı gelişimi, seyahat sayısında artış sağlamıştır. İnsanlar sağlık amacıyla, kaplıca ziyaret etmişlerdir. Buharlı gemilerin kullanılması ile deniz ulaşımı hızla gelişmiştir. Bu dönemde görülen en önemli gelişme, 5 Temmuz 1841’de dünyadaki ilk paket turun İngiliz Thomas Cook tarafından gerçekleştirilmesidir. Turizmin gelişiminde bir başlangıcı gerçekleştiren Thomas Cook, ilk tur operatörlüğünü de başlatmıştır. . İlk seyahat acentesi 1845’de Thomas Cook tarafından kurulmuştur.

Yakın Çağ (Modern) Dönemi: Milattan sonra 1914’ten bugüne kadar olan döneme de Modem Dönem denilmektedir. Bu dönemde Alpler ve keşif gezileri moda olmuştur, ulaşım daha ucuz ve kolay hale gelmiştir. Kitlesel turizm hareketleri başlamıştır. Dağ turizmi de popüler olmuştur. Araba ve uçağın ortaya çıkması sonucu çok daha uzaklara daha kolayca ve ucuza gidilebilmiştir. Oto yolların yaygınlaşmasıyla yeni turizm türü çıkmış ve turizm kolaylaşmıştır. Çalışanların sosyal haklara sahip olmaları sonucu kitle turizmi de başlamıştır. Çalışanların elde ettikleri bu sosyal haklardan en önemlisi ücretli tatildir. Bu hak aslında Birinci Dünya Savaşından hemen önce elde edilmiştir. Artık turizm, herkesin kolayca katılabileceği bir faaliyet olmuştur. Refah ve daha çok tatil sonucu turizm gelişmiş ancak II.Dünya Savaşıyla bu kesintiye uğramıştır.

Asıl turizm hareketi ise İkinci Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkmıştır. Teknolojideki gelişme ulaşım araçlarına da yansımıştır. Savaş sonrası özellikle hava ulaşımı hız kazanmıştır. Sivil havacılığın gelişimi sonucu çok uzak yerlere çok kolaylıkla ulaşılması sağlanmıştır. Bunların yanı sıra savaş sonrası yıkılan kentlerin yeniden, planlı ve modern bir şekilde inşası turizm olgusunu desteklemiştir. Yeni kurulan kentlerde oteller, sergi ve festival alanları, spor tesisleri gibi yerler inşa edilmiştir.

Türkiye’de turizm

Türkiye’de Turizmi Etkileyen Faktörler;

  • İklim
  • Yerşekilleri
  • Bitki ve hayvan türleri
  • Su kaynakları
  • Tarihi eserler
  • Kültürel değerler
  • Ulaşım

Bölgelerimize göre önemli turistik merkezler ve özellikleri

  1. Karadeniz Bölgesi: Bölgede dağların kıyıya paralel uzanması ve kıyılarda girinti ve çıkıntının az olmasından dolayı plajlara oldukça az rastlanmaktadır. Ayrıca iklim özelliğinden dolayı yaz mevsimi diğer bölgelere göre daha az sürmektedir. Karadeniz bölgesinde akarsuların hızlı akmasından dolayı son yıllarda rafting yapılan akarsuların sayısı hızla artmaktadır. En önemli örnek Çoruh Nehridir. Bölgedeki belli başlı turistik merkezler: Trabzon’da Sümela Manastırı, Ayvasıl Klisesi, Hz Yayha Manastırı Amasya’da; Sultan Beyazıt Külliyesi, Amasya Kalesi, Bolu’da; Abant Gölü, Yedigöller, Ilgaz ve Köroğlu Dağları Samsun’da; Gazi Müzesi, Büyük Cami, 19 Mayıs Fuarı Çorum’da; Hitit medeniyetine ait Güneş Kursu geyik ve boğa figürleri, tapınaklar ve bir çok eski kalıntı .
  2. Marmara Bölgesi: Önemli ulaşım yolları üzerinde bulunması, iklim koşulları, İstanbul’un varlığı, eski bir yerleşim alanı olmasından dolayı Marmara Bölgesinde turizm merkezilerinin sayısı oldukça fazladır. Bölge Türkiye’de turizm gelirleri en fazla olan bölgedir. İstanbul bir tarih cennetidir. Dolmabahçe Sarayı, Topkapı Sarayı, Ayasofya Müzesi, Ayairini Kilisesi, Kapalıçarşı, Kızkulesi, Anadolu ve Rumeli Hisarı ……… gibi bir çok önemli tarihi eser yer almaktadır. Bursa’da; Ulucami, Yeşil Türbe, İznik Yeşil Cami, Kaplıcalar, Edirne’de; Selimiye Camii, Rüstempaşa Kervansarayı, Saraya Hamamı …vb Çanakkale’de Truva Harabeleri, Gelibolu Milli Parkı, İda Dağı(Kazdağı ).
  3. Ege Bölgesi: Bir çok koy ve körfeze sahip olan Ege bölgesi eski yerleşim alanlarından biridir. Tarih boyunca bir çok medeniyete beşiklik etmiştir. Hem deniz turizminin hem de tarihi turizminin gelişmiş olduğu bir merkezdir. Bölgede olumlu iklim koşullarından dolayı 7 – 8 ay boyunca turizm sezonu devam etmektedir. İzmir’de Meryem Ana Kilisesi, Athena Tapınağı, Efes ve Bergama Antik Tiyatroları, Agora, Akropolis, …… gibi bir çok önemli eser yer almaktadır. Ayrıca İzmir’de deniz turizmi de oldukça gelişmiştir. Aydın’da Kuşadası ve Didim deniz turizminin merkezi durumundadır, Denizli’de Afrodissas, Hierapolis, Pamukkale, Afyonkarahisar’da kaplıcalar, Frig medeniyetinden kalma eserler yer almaktadır.
  4. Akdeniz Bölgesi: Yaz aylarında sıcaklık şartlarının uygun olması, plajların varlığı , sıcaklığın uzun sürmesi gibi şartlara bağlı olarak Türkiye’de deniz turizminin en uzun sürdüğü bölgedir. Bölgede kış aylarında bile denize girilebilmektedir. Ayrıca Antalya’da Toros dağlarının yüksek olmasından dolayı aynı anda hem denize girilebilmekte hem de kayak yapılamaktadır. Bölgedeki tüm illerde çok önemli tarihi kalıntılarda bulunmaktadır. Antalya’da deniz turizmi ve tarihi turizm oldukça gelişmiştir (Alanya-Manavgat-Kaş -Kemer, Termessos, Olimpos, Perge, Aspendos, Isparta’da Eğirdir gölü, Burdur’da Hacılar Harabeleri, antik Sagalasos kenti, Mersin Anamur’da Ortaçağdan kalma kale, Cennet ve Cehennem Mağaraları, Kız kalesi.
  5. İç Anadolu Bölgesi: Bölge günümüzde Türkiye’nin politik merkezi durumundadır. Diğer bölgeler kadar olmasa da canlı bir turizm olayı yaşanmaktadır. Ankara’da Anıtkabir, Ankara Kalesi, Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Polatlı yakınlarında Friglerin başkenti olan Gordion şehri, Nevşehir, Aksaray çevresinde Kapadokya, Ürgüp Göreme ve Avanos ilginç yeryüzü şekilleri ile dikkat çekmektedir. Konya’da Mevlana Türbesi, Nasrettin Hoca Türbesi.
  6. Doğu Anadolu Bölgesi: Bölgede kış aylarının uzun sürmesi, kar yağışının bol olmasından dolayı turizm çok canlı değildir. Dağlık alanların geniş yer tutmasından dolayı dağ turizmi gelişme göstermektedir.Nemrut Dağı, İshak Paşa Sarayı, Ani Harabeleri, Ağrı Dağı, Van Gölü, Akdamar Adası Ahlat Selçuklu Mezarları, Erzurum Aziziye Anıtı, Yakutiye Medresesi ……… gibi önemli eserler turist beklemektedir.
  7. Güneydoğu Anadolu Bölgesi: Anadolu’nun en eski yerleşim merkezlerinin bulunduğu bölgedir. Cilalı Taş Devri yerleşim merkezlerinden Çayönü(Diyarbakır), Malabadi Köprüsü, Yedi Kardeş Burcu, Asur Mezarları, Adıyaman Cendere Köprüsü, Mardin evleri, Balıklı göl.

Arkadaşlarınla paylaşır mısın?

Turizm coğrafyası nedir? Türkiye turizm coğrafyası hakkındaki aklınıza takılan soruları aşağıdan öğretmen ve öğrencilere sorabilir, Turizm coğrafyası nedir? Türkiye turizm coğrafyası için bilgi alabilirsiniz..

Yorumlarını paylaşır mısın?

css.php